90'lar [değiştir] Post-modern darbe; 28 Şubat [değiştir]Ana madde: 28 Şubat Süreci12 Eylül Darbesi sonucu ortaya çıkan siyasetin etkisiyle
1980 ve
1990'larda radikal sağcı grupların güçlenmiş ve bunun sonucu olarak
Refah Partisi 1995'teki genel seçimlerinde siyasette güçlü duruma gelmiştir.
1996 yılında, seçimlerinin ardından kurulan
DYP -
ANAP hükümetinin kısa sürede dağılmıştır. Bunun üzerine
TBMM'de birinci parti durumunda olan
RP ile DYP arasında kurulan 54.hükümet,
8 Temmuz 1996'da
TBMM'de yapılan oylamada güvenoyu almayı başarmıştır.
28 Şubat 1997 Cuma günü yapılan
MGK Toplantısı'nda radikal dinci faaliyetlere ilişkin bir
MİT raporu ele alınmıştır. Bu rapordan yola çıkarak alınan kararlar için bir çeşit "
sivil muhtıra" yorumu yapıldı. Türk siyaset tarihine
28 Şubat Kararları olarak geçen kararlar Türk siyasi tarihinde önemli değişikliklere neden oldu.
Başbakan
Necmettin Erbakan'ın 'havada yakıt ikmali' olarak tanımladığı başbakanlık görevini hükümet ortağı
DYP genel başkanı
Tansu Çiller'e vermek amacıyla
18 Haziran 1997'de istifasını Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'e sundu. Ancak Demirel, hükümet ortaklarının arasındaki protokolü dikkate almayarak hükümeti kurma görevini
ANAP genel başkanı
Mesut Yılmaz'a verdi.
12 Temmuz'da
Mesut Yılmaz başkanğında
ANAP -
DSP -
Demokrat Türkiye Partisi arasında kurulan
55. hükümet TBMM'den güvenoyu aldı.
MGK'nun
28 Şubat kararlarının ardından özellikle
18 Nisan 1999 seçimlerine kadar süren zaman diliminde
14 Ağustos 1997'de 8 yıllık kesintisiz eğitim kanunu
TBMM’de kabul edildi. Bu kanunla İmam Hatip Liseleri dahil Meslek Liselerini ortaokul bölümleri kapatıldı.
1998 Kasım ayında eski
RP'li
İstanbul Büyükşehir belediye başkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı düşürüldü.
28 Şubat süreci sırasında
TSK içinde dönemin Genelkurmay Başkanı
İsmail Hakkı Karadayı yerine iki ismin ; dönemin Genelkurmay 2. Başkanı
Çevik Bir ile Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral
Erol Özkasnak'ın adları daha çok ön plana çıktı.
2001yılında bir televizyon programına katılan döneminin Genelkurmay Genel
Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, 28 Şubat süreci'ni "
post-modern bir darbe" olarak tanımlayan bazı yazarları haklı bulduğunu söyledi.
İzmit'te bir yıkıntı
1999 Gölcük Depremi [değiştir]Ana madde: 1999 Gölcük Depremi17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03:02'de gerçekleşen,
Kocaeli Gölcük merkezli
deprem.
Mw ölçeğine göre 7,5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştur.
17 Ağustos depremi, tüm
Marmara Bölgesi'nde,
Ankara'dan
İzmir'e
kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre, 17.480 ölüm,
23.781 yaralı oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285.211 konut, 42.902 işyeri
hasar gördü.
[3]Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölüm, ağır-hafif
100.000'e yakın yaralı olmuştur. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık
600.000 kişiyi evsiz bırakmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden
değişik düzeylerde etkilenmiştir. Bu nedenle
Türkiye'nin
yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir. Deprem
gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu
maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir.
17 Ağustos depremi tüm dünyada büyük yankı uyandırmış, bir çok
ülkeden ve uluslararası kuruluşlardan gerek acil yardım ekibi, gerekse
araç, gereç ile tıbbi ve insani yardım malzemeleri gönderilmiştir.
ABD ve
İsrail yardım ekipleri deprem bölgesine birinci gün ulaşmıştır
[4].
Yunanistan, Ermenistan ve Romanya'dan gelen yardım ekipleri ve
gemiler zamanın hükümet ortağı MHP'liler tarafından geri çevrilmiştir
[5]. Dönemin MHP'li Sağlık Bakanı Osman Durmuş, bir televizyon programında açıkça Yunan kanı istemediğini söylemiş
[5] ve 3 adet yüzer hastaneyi gerek olmadığını öne sürerek geri çevirmiştir
[6].